ABD, Avrupa ülkeleri dahil, tüm devletlere karşı hırçınlığını ve saldırganlığını giderek arttırıyor!..
ABD’nin böyle bir tavır sergilemesinin sebebi ise; yeni bir ekonomik rol modele sahip olmamasından kaynaklanıyor..
Oyunun içerisinde yer alan ülkeler, oyunun kurallarını öğrenmeye başladıkça, yaşanmakta olan ekonomik yarışın seyri de değişti ve ABD dışındaki diğer oyuncular, ‘mevcut’ oyunun sonucunu etkileyecek hamleler yapmaya başladılar.
ABD, hızla devam etmekte olan ekonomik yarışa uyum sağlayabilecek ‘yeni bir ekonomik rol model’ e sahip olmadığı ve yeni bir ekonomik rol model oluşturmak için zamanı kalmadığı için; kurulu düzende tam üstünlüğü ele geçirmek için giderek saldırganlaşıyor.. Bugün, Orta Doğu’daki, Yemen’deki, Doğu Akdeniz ve diğer bölgelerdeki karışıklıkların tüm sebebi ABD’nin var olan emperyalist sistemini sürdürebilmesi için artık ‘açık, açık’ yapılmakta olan varlık savaşıdır..
HEDEF, ÇİN!..
Trump’ın göreve gelmesinin akabinde ABD’nin yaptığı hamleler göz önüne alındığında; ABD’nin öncelikli hedefinin hızla yükselmekte olan Çin olduğu açıkça görülmektedir..
Çin’in Pasifik üzerinde her geçen gün artan nüfuzunu engellemeye yönelik olarak 2016 yılında ABD’nin Pasifik Kıyılarında yer alan 12 ülkeyle imzaladığı fakat yürürlüğe girmeden 2017 yılında çekildiği TPP (Trans Pasifik Ticaret Anlaşması) Trump yönetimindeki ABD’nin Çin’e karşı gerçekleştirdiği ilk operasyonlardan birisidir.
Trump’ın, Suriye’de ABD’nin ele geçirdiği petrol sahaları için; ‘petrolü kurtardık’ sözü; ABD’nin petrolü kendisine istediğinden değildir. Petrolün, ‘istemediği ülkelerin eline geçmesini engellemek’ içindir. Nitekim Suriye’deki bahse konu petrol bölgelerini YPG terör örgütünün kontrolüne bırakması bunun göstergesidir..
Yayılmacı bir yapıya sahip olan Çin, bu özelliğini gittiği bölgelere know-how olarak yaptığı yatırımlarla sağlamaktadır. ABD ise; bulunduğu bölgelerde ‘modern eşkiyalık’ ile var olmaktadır.
Bugün yaşanmakta olan ABD-İran gerginliğin arka planında, gittikçe güçlenen Çin ekonomisinin istikrarını bozmak ve yıkmak yatmaktadır..
Uluslararası arenada sürekli olarak artan bir enerji ihtiyacı olan ve bunu ithalatla sağlayan Çin açısından ‘enerji güvenliği’ nin sağlanması için dış politikada izlediği politikada, Çin-İran ilişkileri oldukça önemlidir.. İran, Çin’in bir numaralı ticari ortağıdır. Çin’de sanayi, İran’da enerji olması; iki ülkeyi birbirini tamamlayıcı konuma getirmiştir. İran’ın, Çin enerji ihtiyacını karşılamadaki rolünün büyüklüğü, Çin’i ABD’nin öncelikli hedefi haline getirmiştir.. Bu nedenle; ABD açısından bakıldığında, İran’ın yok edilmesi, Çin’e vurulacak en büyük ekonomik darbe olacaktır.. ABD’nin, bugün hedefinde İran’ın bulunmasının asıl sebebi budur..
KAPATALİST ABD
ABD’nin ekonomik sisteminin ‘KAPATALİZM’ olarak tanımlanması yanlış olmaz.. ‘Kapatalizm’ kelimesi burada rastgele kullanılmamıştır.. ABD’nin ekonomik rol modele sahip olmaması, savaş ve sömürgeye dayalı eski düzenini ‘bir tık’ ileriye götürmüş, ABD’yi KAPAT-AL-İZM (modern eşkiyalık) rol modelini devam ettirmeye mecbur bırakmıştır..
ABD, ÇİN İLE SAVAŞ İSTİYOR
Trump sonrası iyice ortaya çıkan ABD-ÇİN ekonomik savaşı her geçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. ABD, Çin ile başlattığı bu savaşta yanında yer almayanları da ihmal etmiyor.. Çin’i küçültürken, diğer ülkelerin büyümelerini engellemeye çalışıyor.. Devletleri sıkıntıya sokacak ambargolar ve çatışma ortamları yaratıyor ki; devletler ABD menşeli sıkıntılarla uğraşırken, yeraltı zenginliklerini, yer üstü zenginliklere çeviremesinler.. İngiltere dahil, hiçbir ülkenin Çin ile ekonomik iş birliği yapmalarını istemeyen ABD, iş birliği ihtimali dahi bulunan ekonomilerin tamamını vurmak ve çökertmek için her şeyi yapmaktan çekinmiyor..
SAVAŞ ÇIKARTMAK İSTEYENİ ENGELLEYEMEZSİNİZ!..
ABD’nin dünya ekonomisinde ‘tek başına söz sahibi olmak’ için yaptığı uygulamalar, dünyayı hızla ‘büyük savaşa’ sürüklüyor.. Zulmün hat safhaya ulaştığı yeryüzünde, ABD kaynaklı olacağına kesin gözüyle bakılan ‘sıcak savaş’ kaçınılmaz görünüyor.. Dünya ekonomilerinin tamamının yaşanacak bu savaş yüzünden çökmesi de; aynı şekilde kaçınılmaz görünüyor..
TÜRKİYE, SAVAŞ SONRASI SAVAŞA HAZIR MI?..
Ülkelerin ve milletlerin yok olup olmayacakları, büyük savaş sonrası için hazırladıkları ‘ekonomik rol modellerinin olup olmadığı’ na bağlı olacak..
Kaçınılmaz olan büyük savaş öncesinde, Türkiye’nin, öncelikle kendi varlığını korumak, sonrasında kendisine ümit bağlayan tüm mazlum dünya milletleri için; ‘kendi ekonomik rol modelini’ hiç vakit kaybetmeden oluşturması gerekiyor..
Bunun adı ‘Sektör Valiliği Ekonomik Rol Modeli’ mi olur, başka bir model mi olur bilemiyoruz ama mutlaka yeni bir ekonomik model ihtiyacı olduğu ve acilen bu modelin hazırlık uygulaması aşamasına geçirilmesi gerektiğinin altını kalın bir çizgiyle çizmekte fayda var..
Analist Murathan İskender
