Ülkelerin yönetiminde bir şekilde görev alan kişilerin rastgele orada olduklarını düşünmek ve önemli ortamlarda, önemli kişilerle yaptıkları konuşmaların bazen(!) amaçsız, spontane olduğunu düşünmek; siyasi tarihten hiç nasiplenmemek ya da tescilli aptal olmak olarak nitelendirilebilir.
Boris Johnson’ın İngiltere Başbakanı olarak atanması(!) ve sonrasında yaşananlar da dikkatle incelendiğinde ve eldeki verilerle birleştirildiğinde; ileride yaşanacak olanlar için birçok ipuçlarını da beraberinde görmemiz mümkün. Bilhassa bazı şeyler gözden kaçırılmaya çalışılınca da daha çok göze batarken..
24 Temmuz’da, ‘’İngiltere’de Boris Johnson, Türkiye’de Abdullah Gül’’ Projesi başlığı altında yaptığımız haberde; Boris Johnson’ın İngiltere Başbakanı olmasının 2012’de projelendirildiğini; Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın yetkileri kısıtlanmış bir Cumhurbaşkanı, Boris Johnson ile Türkiye’de uyumlu çalışabilecek Abdullah Gül’ün ise Başbakan olmasının İngiliz derin devletinin projesi olduğunu belirtmiştik. Türkiye ayağındaki gelişmeler istedikleri gibi oluşmadığı için Boris Johnson-Abdullah Gül Projesi ertelendi. (Detaylar için https://www.dipdalga.com/ingilterede-boris-johnson-turkiyede-abdullah-gul-projesi/)
2019 Temmuz’unda yaşanan gelişmelere bakacak olursak;
Theresa May tam bir İngiliz vatansever olmasına rağmen ağlaya ağlaya istifa ettirildi. Akabinde, Boris Johnson Başbakan oldu. Theresa May, daha içe kapalı bir politika izlemeyi tercih etmişti. O’nun politikası Kraliçe’ye tabiri caizse; uymadı.. Johnson ise uluslararası sömürge adına çalışacak bir isim. Ve, zaten Johnson 2012’de bir proje olarak çalışılıp, üzerinde karar kılınmış bir isim..
Johnson-Queen Elizabeth görüşmesinin ‘Kraliyet protokolüne aykırı’ olmasına rağmen sızdırılması; Johnson’ın 2012 projesinin devamı olduğunu kanıtlamıştır.
Okuyucularımızın kapak resmine dikkatle bakmalarını istirham ediyoruz. Kapak resmindeki, Kraliçenin önünde huşu ile eğilmiş, saygıdan gözlerine bile bakmayan ya da bakamayan Johnson’ın, Kraliyet Protokolü’ne aykırı davranıp, Kraliçe Elizabeth ile aralarında geçen konuşmayı sızdırabileceğine ve bunun tesadüf olduğuna inanabiliyor musunuz? Tabi ki hayır. Bilerek ve isteyerek ‘bir yerlere’ mesaj verilmektedir..
JOHNSON’IN SIZDIRDIĞI KONUŞMA NE? KRALİÇE HANGİ MESAJI VERMEK İSTİYOR?
Johnson’ın İngiliz basınının iddiasına göre sızdırdığı konuşma şu:
Kraliçe, Johnson’a; ‘’Birinin bu işi (başbakanlığı) neden istediğini anlamıyorum’’ der.
Kraliçe, Johnson’a söylediği bu söz vasıtasıyla tüm dünyaya ve de Türkiye’ye şu mesajı veriyor:
‘’Johnson’ın Başbakan olmasını ben istemedim.’’
İngiliz kurnazlığı ile Kraliçe, kendisinin bir proje olarak göreve getirdiği Johnson’ın ileride yapacağı haince uygulamalar olursa; ‘sorumlusu ben değilim’ demek istiyor.
Bunu Türkiye’ye uyarlanmış bir mesaj olarak yorumlarsak, Kraliçe, ‘’Ey Türkiye! Johnson’ı ben göreve getirmedim. Ola ki(!) size karşı olumsuz uygulamalarda bulunur, hainlik yapar ve başarılı olamazsa(!); Johnson’a kızıp bizimle ilişkilerinizi bozmayın!.. Ben O’nu gerekirse alır, başka birini getiririm. (Johnson, size karşı ihanetlerinde başarılı olursa zaten kızamazsınız!)’’
Biz, anlayacağımızı anladık Sayın Queen Elizabeth.. Türkiye, eski Türkiye değil!.. Siz de bunu aklınızdan çıkarmayın.. Satın aldıklarınızı da, alacaklarınızı da görecek ve gereğini en güzel(!) şekilde yapacak feraset ve gücümüz var Allah’a şükür..
Yusuf Karamanoğlu/DipDalga.com
