Hepimiz hatırlarız son çıkan Kanun Hükmünde Kararnamede eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “…muğlaklık…” söylemi ile twit atması o dönemde epey olay olmuştu.
Hükümet ve muhalefet kanadından farklı farklı yorumlar ve görüşler alınıyordu. Gül, attığı twitlerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Gül’e cevaben; “…Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz..?” diye cevap vermişti.
Ardından Gül yine Cuma namazı sonrası görüşlerini ifade etmiş, sosyal medyadan da;
“…Partimizin kuruluş ilkelerinden biri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan birisi olarak, gerekli gördüğüm durumlarda görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim.” diye açıklama yapmıştı.
Ben konuşmaların öncesini ve sonrasını yazmadım. Kısaltarak sizlere aktardım.
Son olarak Ali Babacan’ın “yeni” bir parti kurma girişimi ve Abdullah Gül’ün ona dışarıdan destek vermesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok üzmüş olacak ki, isim vermeden Abdullah Gül için; “Yola çıkarken her şey iyi, güzel ama Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldıktan sonra mensubu olduğu partisine üye dahi olmamıştır” dedi.
Eski Cumhurbaşkanı’nın, o dönem böyle bir twit atıp, muğlaklıktan bahsetmiş olması, esef verici ve üzücüydü.
İncelerseniz Türk Dil Kurumu ‘muğlak’ kelimesini; anlaşılması güç, anlaşılamaz, karışık ve çapraşık olarak veriyor bize.
Evet, muğlak bir ifade, eski dava arkadaşlarına muğlak bir yaklaşım. Ne üzücü değil mi? ‘Eski’ diyorum. Keşke diyeceğim, keşke sen ‘eski değil, eskimeyen bir dost’ kalabilseydin. Millet olarak ne çektiysek bu muğlak tanımlardan çekmedik mi?..
Sizce, Gül’ün Cumhurbaşkanı makamından ayrılmasından sonra açıklama yaparken “…partimizin kuruluş ilkelerinden…” diye devam ettiği konuşmasında; ‘partimiz’ dediği ama mensubu olduğu partisine tekrar üye olmaması çelişki değil mi? Bu muğlaklık değil de nedir?
Bu olanlar ve açıklamalardan anlaşılan o ki; ‘horoz ölür, gözü çöplükte kalır misali’, gözünüz hala Cumhur Başkanlığı koltuğunda ve siz hala Cumhur Başkanlığı koltuğuna talipsiniz.
Siyaset ile ilgilenenler, takip edenler iyi bilir. Abdullah Gül, siyaset hayatı boyunca hiç bir siyasi risk almadı. Çünkü korktu. Terleyen, yeteri kadar terledi.. Fakat, Abdullah Gül çok fazla terlemeden Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
Sizce, ‘yeni’ bir parti kurulurken, kendisinin parti kurmayıp dışarıdan destek vermesi ilginç değil mi? Bence bu, çok yaman bir çelişki. Belki parti tutmaz deyip, siyasi risk almayıp, kendini garanti altına almak muğlaklık değil mi?
Bir kaç başlık altında, size Gül’ün muğlaklıklarını sıralayayım.
Siz değil miydiniz, 17-25 Aralık olaylarında hiç ses çıkarmayıp muğlak kalan?
Siz değil miydiniz, gezi kalkışmasında “mesaj alınmıştır” deyip muğlak olan?
O dönemde, dolaylı yoldan 15 Temmuz gecesi sokağa çıkarak, kahramanlık destanına imza atan millete ‘it’ diyen CHP’li Ömer Süha Aldan’ın sözlerine hiç ses çıkarmamak sizce muğlaklık değil mi?
12 Eylül darbecilerine dava açabilmek o dönem nasıl yasalaşmışsa, 15 Temmuz darbesine karşı dik duranların korunması için çıkarılmak istenen yasaya siz muğlak dediniz. Abdullah Gül, muğlaklık bunun neresinde?
Siz değil miydiniz, halkın valisine “it” diyen adama ilk tebrik twitini atıp, yola çıktığı adamları, yolda bulduklarına satıp muğlak kalan?
Abdullah Gül, anlaşılan muğlaklık sizin hayat felsefeniz olmuş. Bugüne kadar sıkıntı olacak konu/lar/da net bir tavrınızı göremedik. Bari susmaya devam ediniz. Siz, bu millete artık kaygı vermeye başladınız.
Türk Tarih Kurumunun muğlak kelimesini açıklarken söylediği gibi; anlaşılması güç, anlaşılamaz, karışık ve çapraşık yani kısacası siz, muğlak olmakta ısrarcısınız.
Başka partiler kurma çabalarınızla, yeri geldiğinde ‘partim’ dediğiniz oluşumu bölmeyi hedeflediniz. Böylece siz, sizi sevenleri hayal kırıklığına uğrattınız. Siz, milletin gönlünde sınıfta kaldınız.
Biliyoruz nazik, kibar, beyefendi bir kimliğe sahipsiniz. Ama muğlak açıklamalarınızla durgun su gibisiniz.. Saman altından su yürütüyorsunuz..
Unutmayınız! Sizin bu tutum ve tavrınız, “kardeşlik” ve “dava arkadaşlığı” ile asla bağdaşmıyor..
Adınızın, “bay muğlak” olarak anılmasını istemiyorsanız, flu ve muğlak değil; aynı Recep Tayyip Erdoğan gibi, net olunuz. Olduğunuz gibi görününüz. Bunu da prensip edininiz.
Yusuf Çebi/DipDalga.com